Paylaşma Davranışı

Çocuklar paylaşma davranışını doğuştan getirmezler. Çocuğun paylaşmayı öğrenebilmesi için gelişim basamaklarında belli bir olgunluk seviyesine ulaşmış olması gerekir. Ortalama 3 yaşına kadar bu olgunluk seviyesine henüz erişilmemekle birlikte, bu yaş aralığındaki çocuklar daha çok “ben” ve “benim” kelimelerini kullanmakta ve nesneler üzerindeki kontrol duygularını yitirmemek adına paylaşmaya pek yanaşmamaktadırlar. Aslında bu gelişimsel olarak beklendik ve oldukça doğaldır. Ortalama 3 yaşından itibaren ise -her çocukta farklı dönemlerde olabilmekle birlikte- çocuklar gelişimsel olarak bu olgunluk seviyesine ulaşır ama bu tek başına yeterli olmayacaktır. Burada çocuklara eşlik ve rehberlik eden biz yetişkinlerin model oluşları oldukça önemlidir. Ebeveynlerini ve çevresindekileri paylaşırken gören çocuk bu davranışı sergilemeye daha meyilli olacaktır. Çünkü verilen eşyanın geri verildiğini gözlemleyebilecektir. Bununla birlikte paylaşmanın önüne geçen etmen kontrol duygusunu yitirmek olduğu için çocuğun kontrolü elinde bulundurarak paylaşmaya teşvik edilmesi ve burada ebeveynin rehberliği oldukça önemlidir. Örneğin arkadaşıyla boyama yapan çocuğunuz için “Hangi boya kalemini paylaşmak istersin?” diye sormak seçim yapmasına fırsat verdiği için paylaşma ihtimalini artıracaktır. Çocuklara uygun şekilde rehberlik edildiğinde 5-6 yaşlarında genel olarak paylaşmaya meyilli olmalarını bekleriz. Fakat unutmamak gerekir ki, yetişkinler olarak bize özel olan eşyaları paylaşmak her zaman nasıl tercihimiz olmayabiliyorsa çocukların da kendilerine ait olan her şeyi paylaşmalarını beklememek gerekir. Bunun için çocuğunuzla birlikte paylaşılanlar/paylaşılmayanlar kutusu hazırlamak iyi bir seçenek olabilir.