Semptom Bozukluk Değil, Anlamdır. Çözümlenmesi değil, çözülmesi gerekir.
- pskezgiavci
- 30 Eyl
- 1 dakikada okunur
Psikanalitik açıdan semptom, rastlantısal bir belirti değil, bilinçdışının oluşturduğu bir dildir. Bastırılmış dürtü ve arzuların bilinçte doğrudan ifade edilemeyip dolaylı, çarpıtılmış biçimde geri dönüşüdür. Yani semptom, bilinçdışının konuşma biçimidir.
Bu yüzden semptomun “bozukluk” gibi görülmesi yanıltıcıdır; aslında o, içsel çatışmaların anlamlı bir temsilidir.
Semptomun yalnızca yorumlanması ya da entelektüel olarak anlaşılması tek başına yeterli değildir. Asıl mesele, bilinçdışı süreçlerin duygusal düzeyde işlenmesidir. Analizde semptomun anlamı açığa çıktığında, onun “tarihsel kökeni”yle bağlantı kurulup yaşantılanabildiğinde semptomun çözülmesi mümkün olur.
Yani semptom, kişinin iç dünyasındaki bir düğümdür; terapi sürecinde o düğümün anlamı açığa çıktıkça, düğüm çözülmeye başlar. Bu nedenle psikanaliz, semptomu ortadan kaldırmaya değil, onu konuşturarak dönüştürmeye çalışır.



Yorumlar